Blog

SEVESO – Büyük Kazaların Önlenmesi Direktifi

Kimyasal maddelerden kaynaklı kazalar çevre ve insan sağlığını tehdit etmeleri yanı sıra büyük ekonomik kayıplara yol açabiliyor. Ancak günümüzde bazı sanayi alanlarında yüksek miktarda tehlikeli kimyasalların kullanımı kaçınılmaz. Bu alanlarda çalışan tesislerdeki risklerin en aza indirilmesi amacıyla Avrupa Birliği’nde (AB) ve ülkemizde bazı yasal düzenlemelere gidildi. 1976 yılında Milano yakınlarında bulunan Seveso kasabasında kimyasal madde üreten bir fabrikada gerçekleşen kazanın ardından AB’de yapılan düzenlemeler (SEVESO I, II, III) kısaca bu isimle anıldı.

SEVESO Direktifi Nedir? Ne gibi önlemleri içerir?

İlk olarak 1982 yılında çıkarılan ve son olarak 2012 yılında güncellenen SEVESO Direktifi ülkemizin mevzuatına 2013 yılı sonunda yürürlüğe giren Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik ile aktarıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yer aldığı bir komisyon tarafından hazırlanan bu yönetmelik, tehlikeli kimyasal maddeleri (yanıcı gazlar, sıvılar, brom, klor, hidrojen vb. ) bulunduran kuruluşların bu maddeleri miktarlarıyla birlikte bildirmelerini ve kullanılan maddenin miktarına bağlı olarak çeşitli önlemler almalarını öngörüyor. Kazaların Belirlenmesi, Kantitatif Risklerin Değerlendirilmesi, Acil Durum Planlamalarının Yapılması ve Güvenlik Raporunun Yazılmasını SEVESO kapsamında yer alan unsurlardan bazıları olarak sayabiliriz.

Kazaların önlenmesi ve zararların azaltılması için alınan önlemlerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve/veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı birimleri tarafından yetersiz bulunması halinde söz konusu kuruluş veya tesis kapatılabilir ya da ilgili bölümünün faaliyetleri durdurulabilir. Yönetmelik ayrıca, güvenlik raporu ve dahili acil durum planının öngörülen süre içerisinde teslim edilmemesi halinde de kuruluş veya tesisin kapatılmasını , ya da ilgili bölümünün işletilmesinin durdurulmasını öngörüyor.

Hangi kuruluşlar SEVESO kapsamına giriyor?

Yönetmeliğin EK 1 kısmının 1 ve 2. Bölümlerinde yer alan tehlikeli maddeleri belirtilen sınır değerlere eşit veya bu değerlerin üzerindeki miktarlarda bulunduran kuruluşlar SEVESO yönetmeliği kapsamında değerlendiriliyor. Ancak söz konusu maddeleri bulunduran tüm kuruluşların (miktarları ön görülen eşik değerlerin altında olsa dahi) bulundurdukları maddeler ile miktarlarını toplama kuralı hesabı yaparak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Çevre Bilgi Sistemi içerisinde bulunan SEVESO Bildirim Sistemine girmeleri şart. BEKRA Bildirimi olarak da anılan bu bildirimin ardından kuruluşlar bulundurdukları tehlikeli kimyasal madde miktarına bağlı olarak “Alt Seviyeli Kuruluş”, “Üst Seviyeli Kuruluş” veya “Kapsam Dışı” olarak sınıflandırılıyor.

“Alt Seviyeli Kuruluş” nedir?

Yönetmeliğin yukarıda bahsetmiş olduğumuz kısımlarında yer alan tablonun 2. kolonundaki değerlerin üzerinde ancak 3. kolondaki değerlerin altındaki miktarda tehlikeli kimyasal madde bulunduran kuruluşlar “alt seviyeli kuruluş” olarak görülüyor. Bu kuruluşların faaliyete geçmeden önce, bulundurdukları madde miktarı değişip sonradan “alt seviyeli kuruluş” kapsamına girdiyse altı ay içinde, Büyük Kaza Önleme Politikası (BEKÖP -BKÖP) belgesini hazırlaması veya hazırlatması gerekiyor. BKÖP belgesinin nasıl hazırlanacağına dair kurallar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 19 Nisan 2019 tarihinde yayınlamış olduğu Tebliğ kapsamında düzenleniyor.

“Üst Seviyeli Kuruluş” nedir?

Yönetmeliğin ilgili kısmında bulunan tablonun 3. Kolonundaki değerlerin üzerinde tehlikeli madde bulunduran kuruluşlar “üst seviyeli kuruluş” olarak sınıflandırılıyor. Bu kuruluşların faaliyete geçmeden önce Güvenlik Raporu hazırlama yükümlülüğü bulunuyor. Bu raporunun hazırlanmasına ilişkin kurallar da benzer şekilde ile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 19 Nisan 2019 tarihli Tebliği içerisinde düzenleniyor.

Son Not

Yukarıda bahsettiğimiz gibi SEVESO Yönetmeliği kapsamına giren kuruluşlar öngörülen tedbirleri almamaları halinde kapatılma riskiyle karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu tedbirlerin alınması için gereken hazırlıklar kuruluşun kendisi tarafından yapılabileceği gibi bir danışman kurumdan da destek alınabilir. Ancak her durumda sorumluluk ilgili kuruluşa ait olacağından bu kapsamda destek alınacak kurumun yetkinliğinin dikkatle değerlendirilmesini not etmekte fayda görüyoruz.