Elektrikli ve elektronik eşyaların (EEE) üretiminde çok sayıda kimyasal kullanılıyor. Ağır metallerin de aralarında bulunduğu bu maddeler doğaya karıştıkları durumlarda insan sağlığına ve ekosisteme ciddi zararlar verebiliyor. Hızla gelişen teknolojiyle birlikte EEE kullanımının ve buna bağlı olarak elektronik atık miktarının katlanarak arttığını göz önüne aldığımızda tehlikenin boyutlarının daha da arttığını görüyoruz.
Avrupa Birliği (AB) 2003 yılında, bu tehlikeden yola çıkarak, EEElerin üretimine yönelik iki önemli düzenleme getirdi. Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılması (RoHS) ve Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolünü (WEEE) içeren bu düzenlemeler; EEElerin üretiminde Civa (Hg), Kurşun (Pb), Kadmiyum (Cd) gibi zararlı maddelerin kullanımını sınırlandırmanın yanı sıra, atık EEElerin çevreye uyumlu şekilde geri kazanımına ilişkin teknik çerçeveyi ortaya koydu. Günümüze kadar olan süreçte teknolojik gelişmeler göz önüne alınarak 2 defa gözden geçirilen RoHS yönetmeliği çerçevesinde, üreticilerin ürünlerini piyasaya sürebilmeleri için belirtilen şartlara uygunluğunu beyan etmeleri gerekiyor. RoHS belgesi olarak da adlandırılan bu beyan EEElerin Avrupa’da ve ülkemizde piyasaya sürülebilmesinin ön koşulu niteliği taşıyor.
RoHS direktifi ülkemiz mevzuatına ilk olarak 30 Mayıs 2008 tarihli Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılmasına Dair Yönetmelik kapsamında aktarıldı. 2012 yılı Mayıs ayında çıkan Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların (AEEE) Kontrolü Yönetmeliği ise iki düzenlemeyi birleştirdi ve bir önceki yönetmeliği iptal etti. Yönetmelik mevcut haliyle;
olmak üzere toplam 10 ayrı kategoride buzdolaplarından diyaliz cihazlarına kadar çok sayıda ürünü kapsıyor. Bu ürünlerin ayrıntılı listesini Yönetemliğin Ek1/B kısmında görmek mümkün. Atık EEElerin çevreye uyumlu şekilde geri kazanılmasına ilişkin teknik şartlar ve ürün grubu bazında hedefleri ortaya koyan Yönetmelik ayrıca, üretimde kullanılan sağlığa zararlı maddelere dair aşağıda sıralamış olduğumuz sınır değerleri içeriyor. :
Söz konusu sınır değerlere ilişkin ayrıntılı bilgiye yönetmeliğin EK 2 kısmında ulaşılabilir.
Üreticilerin, RoHS Belgesi alabilmek için ürünlerinin içeriğinin yukarıda belirtmiş olduğumuz sınır değerlere uygun olduklarını kanıtlamaları gerekiyor. Bu amaçla laboratuvara gönderilen ürünler ilgili TS EN 62321 standardına uygun olacak şekilde analiz ediliyor ve bir teknik dosya hazırlanıyor. Analiz sonuçlarının Yönetmelikte öngörülen değerlere uygun olması durumunda hazırlanacak olan RoHS belgesinin aşağıdaki bilgileri içermesi gerekiyor:
Bu hazırlık sürecinde gereken analizler ve teknik dosyalar için yetkin kurumlardan yardım alınmasının önemini belirtmekte fayda görüyoruz.