Son günlerde Marmara Denizi ve sahillerinde görülen halk dilinde deniz salyası, bilimsel adıyla ‘’müsilaj’’ olarak bilinen, biyolojik ve kimyasal birçok etmenin bir araya gelmesi sonucu oluşan, ekolojik dengeyi olumsuz etkileyen beyaz-kahverengi yapışkan yapıda olan bir maddedir.
Müsilaj (deniz salyası ) denizlerde, göl ve göletlerde, barajlarda su yüzeyinin ısınması sonucunda yayılım hızları ve boyutları ile su yüzeyini tamamıyla kaplayabilmektedir.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde görev alan Öğretim üyelerinden oluşan içlerinde profesör ve doçentlerin yer aldığı araştırmacılar Marmara Denizi’nde gözlemlenen müsilaj (deniz salyası) ilişkin yayınlamış olduğu teknik değerlendirme raporuna göre; Müsilaj oluşumuna neden olan etmenleri 6 ana başlıkta belirtmiştir.
Evsel atık sular; Evsel atık su ve evsel katı atık olmak üzere iki ayrı başlıkta değerlendirebiliriz.
Evsel atık su, organik yapıdaki maddelerin yanı sıra azot, fosfor gibi maddeleri de içermektedir. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne göre evsel nitelikli atık su, yaygın olarak yerleşim bölgelerinden veya çoğunlukla evsel faaliyetler ile insanların günlük yaşam faaliyetlerinin yer aldığı okul, hastane, otel gibi hizmet sektörlerinden kaynaklanan atık sulardır.
Evsel atık sular, kanalizasyon sistemlerinde tam arıtılarak veya kısmen arıtılarak ya da doğrudan deniz ve deniz ile bağlantısı bulunan akarsu, nehir, göl ve göletlere karışarak çevre kirliliğini oluşturmaktadır. (Örn; Lavabo atıkları)
Evsel katı atık, pil, kâğıt, cam, plastik gibi atıklar katı atık türlerindendir.
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ne göre sanayi kaynaklı atıklar, herhangi bir ticari veya endüstriyel faaliyetlerin yürütüldüğü alanlardan, evsel Atıksu ve yağmur suyu dışında oluşan atıksulardır.
Sanayi tesislerinin yoğun bir şekilde bulunduğu bölgelerde, üretim faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan sanayi (endüstriyel) atıklar, kimyasal ve biyolojik atıklar kısmen arıtılarak veya arıtılmadan denize ulaştığında bu atıklar içerisinde bulunan ağır metaller biyolojik ve kimyasal atıklar ekosistemi olumsuz yönde etkilemektedir.
Tarımsal atıklar; Tarım faaliyetlerinde ve tarım ürünlerinin üretilmesinde, ürünlerin işletilmesinde kullanılan kimyasal gübreler, ilaçlama, sulama sırasında oluşan kirliliğin denize ulaşması deniz kirliliğine neden olmaktadır.
Deniz ulaşımı kaynaklı atıklar; Petrol atıkları, limanlardaki gemi yükleme, boşaltma, yakıt alımı sırasında ortaya çıkan atıklar, denizdeki akıntının etkisiyle ciddi oranda deniz kirliliğine sebep olmaktadır.
Diğer denizlerden taşınan atık ve kirlilikler; Birbiri ile bağlantılı olan nehir, akarsu ve denizlerde petrol atıkları, küçük plastik parçaların deniz suyu içerisinde parçalanarak akıntı etkisiyle taşınması deniz suyu kirliliğine sebep olmaktadır.
Diğer atıklar; Hava kirliliğine bağlı olarak yağmur, rüzgâr gibi meteorolojik faktörler ile ortaya çıkan kirlilikler (toz, polen)
Müsilaj (deniz salyası) , deniz tabanında yaşayan balık, yengeç gibi canlıların vücutlarını sararak solunum, boşaltım gibi metabolik faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Ani ve yoğun olarak gelişen müsilaj sonucunda ortamda bulunan oksijenin hızlı bir şekilde tükenip, çözünmüş oksijen değerinin düşmesi veya tamamen tükenmesi deniz canlılarının ölümüne yol açmakta olup, ekosistemi olumsuz yönde etkilemektedir.
Sonuç olarak, yaşadığımız dünyayı korumak bizim elimizde, bizler doğaya ne kadar sahip çıkar ve korursak doğada bizi korur.
Sağlıcakla Kalın
İş hijyeni ve Çevre Laboratuvarı Satış ve Eğitim Koordinatörü
Melis KILDİŞ
O1 kategori römork ve karavanlarda plaka ve muayene zorunluluğu var mı? 01.01.2025 tarihinden itibaren 750…